Karadenizin vazgeçilmezi Hamsi ve Hamsi’nin Hikayesi
Kaptan dedi uşaklar
Yavaş salın ağlari
Suyun gelinleridur
Incitmeyin onlari
Hamsi küçük bir baluk
Sakın ha aldanmayin
Soyu çok kalabaluk
Yan gözüyle bakmayun
Karadeniz deyince aklınıza ilk ne gelir? Denizin ve gökyüzünün maviliği, çayırların, yaylaların yada ormanların yeşili, küçük şirin dereler, fındık, çay, hırçın dalgalar?
Eh bunlar da gelir tabi ama biz çerçeveyi biraz daha daraltsak ve soruyu şöyle sorsak; Karadeniz deyince aklınıza ilk hangi balık gelir?
İşte bu soruya cevap verirken ilk akla gelen sadece ve sadece Hamsi’dir bence. Karadeniz halkının epey düşkün olduğu ve sofralarından eksik etmediği hamsi.
İsmini, ocak ayı ortalarında başlayıp 50 gün süren 'hamsin' denilen soğuk günlerden aldığı söylenen hamsi; Karadeniz insanı için vazgeçilmez bir besin kaynağıdır. Türkiye'nin her bölgesinde sevilerek tüketilmesine karşın Karadeniz mutfağı ve kültürünün değişmez bir parçası olarak en çok yemeği bu bölgede yapılmaktadır.
Ancak yalnızca Karadeniz bölgesi’ndeki Trabzon, Rize, Sinop, Ordu, Giresun, Samsun, ve Artvin’den değil Fransa, İspanya, Peru, Venezuela, Korsika, Rusya, Sardinya, Tunus, İtalya, Çin, Gürcistan, Japonya ve Yunanistan gibi dünyanın dört bir tarafından bir çok ülkede tanınan ve yemekleri yapılan bir balıktır hamsi.
Hamsi ince ve uzun bir gövdesi olan, küçük bir balıktır. Karnı beyazdır ve sırta doğru gri, mavi ve laciverte kadar koyulaşabilir. Sürüler halinde yaşar ve 18 cm'e kadar büyüyebilirler. Ocak - Mart arasında beslenmek için sahillere yaklaşırlar. Gündüzleri 30–40 m. kadar derinlerde, geceleri yüzeye yakın dolaşırlar. Hamsi 1 yaşından itibaren olgunluğa erişip 18°-20 °C sularda, 25–60 m. derinliklerde ve az tuzlu sularda üreyip 35.000- 40.000 kadar yumurta döker. Bilinen en uzun ömrü 5 yıldır ve Karadenizliler gibi bir çok balık türünün ve deniz kuşunun da sevdiği bir yemektir hamsi.
Ülkemizde Marmara’dan Doğu Karadeniz’e kadar yaşayan hamsiler, boyları bakımından birbirlerinden farklılık gösterirler. Marmara hamsileri küçük hamsilerdendir ve göç etmezler. Doğu Karadeniz hamsileri ise daha büyüktür ve kuzey Karadeniz’den doğu Karadeniz kıyılarına Ekimin ortası gibi göç etmeye başlarlar. En büyük hamsiler Batı Karadeniz’de yaşayan hamsilerdir ve kasım ayı ortalarında Trakya sahillerine ve Marmara’ya göç ederler.
Doğu Karadeniz bölgesinde Ekim ayının ikinci haftasında balıkçılar dualar okuyarak ve kurbanlar keserek denize açılmakta ve gırgırlarla avlanmaktadır. 1970'li yıllara dek Karadeniz'de hamsi balığı çok bulunmaktaydı, ucuzdu ve insanlar fazlasını tenekelerle tarlalara gübre niyetine dökerdi. Hamsinin bol dolduğu 1937 yılında 1 teneke hamsi sadece 5 kuruşa satılmaktaydı.
Hamsi Osmanlı mutfağında da çok sevilen lezzetler arasında yer alırdı ve hamsi ile bir çok çeşit yemek yapılırdı. Evliya Çelebi, meşhur seyahatnamesinde hamsi çorbası, hamsi böreği, hamsi yahnisi ve hamsi baklavası ile birlikte 40 çeşit yemeğinin yapıldığından bahseder. Bugün ise Türkiye ve dünyada hamsinin 120 çeşit yemeği yapılmaktadır. Buğulama ve fırında pişirme hem sağlık açısından daha faydalı, hem de lezzeti ile çokça tercih edilen yöntemlerdir.
Yine Evliya Çelebi’nin 10 ciltlik seyahatnamesinde baştan sona verdiği tek yemek tarifi “hamsi pilaki”dir. Lazların en çok sevdikleri ve uğruna kavga ettikleri balık olarak bahseder ve faydalarını anlatır. Karadeniz halkının hamsiye olan düşkünlüğünü “Hamsi tekneleri limana yanaşınca borazanlar öttürülür ve tüm şehir halkı elindeki işi bırakarak limana koşar.” diye anlatmıştır.
Hamsinin afrodizyak etkisi olduğuna, kuvvet verdiğine inanılır. Hazmı kolaydır, sağlıklıdır ve fazla ağır metal içermemesiyle de tercih edilebilecek bir balıktır. Omega-3 açısından somon balığı kadar zengin bir balık türüdür. Omega-3’ün faydaları ‘’kalp hastalıklarına karşı koruma ve güçlendirme, bebek ve çocukların zihinsel gelişimine destek, yetişkinlerin zihinsel seviyesini koruma ve güçlendirme, depresyon riskini azaltma’’ gibi başlıklarda anlatılır uzmanlar tarafından.
Karadenizli için hamsi önemli bir simgedir. Hamsi özellikle kıyı kesimlerinde yaşayan Karadenizlilerin hayatında önemli bir yere sahiptir. Sevgiliye olan aşkı, kızgınlığı, ayrılığı anlatan şarkılarda, atasözlerinde, deyimlerde, sataşmalarda yani hayatın hemen her alanında kullanılır hamsi. Karadeniz Bölgesinde önemli bir hamsi kültürü oluşmuştur. Karadeniz halkının epey düşkün olduğu ve sofralarından eksik etmediği, çeşit çeşit pişirilen hamsiler özellikle bölgede geniş bakır sinilerde, bakır kaplarda sofraya konur.
Hamsi ile ilgili yazılan bir çok şarkıdan bir tanesini aşağıya sizler için koyuyoruz. Fuat Saka tarafından seslendirilen bu şarkıda hamsinin diğer balıklarla olan akrabalıkları anlatılıyor! Şarkıda da geçtiği gibi uyarması bizden; Hamsiyi küçük diye önemsememezlik etmeyin!
Hamsiye
Kaptan dedi uşaklar
Cıkayiriz hamsiye
Yalandı ki felekler
Kaysin takalar suya
Toplayın kalamari
Gidelum siya siya
Yoroz açıklarında
Edelum baştan viya
Kaptan dedi uşaklar
Yavaş salın ağlari
Suyun gelinleridur
Incitmeyin onlari
Hamsi küçük bir baluk
Sakın ha aldanmayin
Soyu çok kalabaluk
Yan gözüyle bakmayun
Ablasi barbunyadur
Dudaklari kırmızi
Ağbisi vuran baluk
Görmesin ikimizi
Hamsi anasi tirsi
Bubasi da kefaldur
Dere ağızlarında
Nöbet tutan çakaldur
Teyzesi mezgit olur
Eniştesi istavrit
Hamsiye bacanaktur
Alacali izmarit
Hamsinin görümcesi
Mercan ile karagöz
Kayaların dibinde
Oynaşır iki dansöz
Hamsinin dayısı
Torik derler adına
Hamsi gelin olanda da
Kaynanasi kofana
Orkinas kaynatasi
Yunus anneannesi
Uskumru da hamsinin
Olur bizde kumasi
Dedesi olur mersin
Tondur büyükbabasi
Alabaluk hamsinun
Dereden akrabasi
Hamsinun azmanina
Bizde derler balina
Köpekbalığı deriz
Suda havlayanına
Vuran hamsiye denur
Bizde çekiç balığı
Bıçak taşıyan hamsi
Olur kılıç balığı
Kız hamsiye hamsiye
Türkini diyeceğum
çok da severum seni
Uy nasil yiyeceğum